Kuşaklar Boyu Siyez

Bazı kaynaklara göre 12 bin, bazılarına göre 10 bin yıllık bir geçmişi olan siyez, günümüzde bilinen buğdayın atası sayılıyor. Siyezi diğer buğdaylardan ayıran özelliği ise, 10 bin yıl boyunca genetiğinin hiç bir şekilde bozulmamış olması.

Ayrıcalıklı Bir Tahıl

Tek başakçıklı ve sık bir kavuz yapısı olan siyez, ilk bakışta kendisini diğer buğdaylardan ayırt ettiriyor. Bu şekildeki sık kavuz yapısı, siyezi hastalıklara ve zararlı etkenlere karşı dayanıklı hale getiriyor. Yapısı yüzünden işlenmesinin diğer buğdaylara göre daha zor olmasına karşılık, siyez verilen tüm emeğin hakkını çıkartıyor.

Yerli Bir Besin

Siyezin en önemli özelliklerinden birisi yerli bir besin olması. Adaptasyonunu bizim topraklarımızda tamamlamış olan siyez, atalık bir tohum olarak biliniyor. Asıl olarak Kastamonu bölgesinde yetişiyor. Erzincan, Tekirdağ, Kocaeli, Edirne ve Kars gibi illerde de ekimi yapılıyor.

Sağlık Açısından Açık Ara Önde

Gluten oranı da oldukça düşük olan siyez, glutensiz beslenmeyi sevenler için oldukça ideal. İçerisinde çok az miktarda gluten bulunduran siyez, modern buğday çeşitlerine göre iki kat daha fazla A vitamini içeriyor. Bunun yanı sıra siyezdeki demir oranı da modern buğdaya göre çok daha yüksek. Fakat en ayırt edici özelliği, siyezin genetik yapısının değişmemesi, her daim doğal kalması. Bunun da sağlık açısından farkı oldukça belirgin. Çinko değeri diğer buğdaylara kıyasla daha fazla. Ayrıca karotenoidlerin de daha fazla olması ile sindirimi kolaylaştırıyor. İçerdiği B1, B2, B6, B12 vitaminleri sindirim sistemi ve sinir sistemi için hayati bir öneme sahip.

Oldukça Kullanışlı

Birkaç sene öncesine kadar yalnızca bulgur ve un alınabilen siyez, bugün normal bir buğdaydan elde edilebilecek her şeye dönüşebiliyor. Öyle ki, günümüzde siyez unu kullanarak makarna, ezme, tarhana, erişte, ekmek ve mantı gibi farklı şeyler yapılabiliyor.